top of page
Kafka Logo 21.11.drawio.png
  • Siyah Instagram Simge
  • Facebook
  • Siyah YouTube Simgesi

Türkiye'de sağlık meslek liseleri; mazisi ve geleceği..!

  • Yazarın fotoğrafı: Aydın TEMİZ
    Aydın TEMİZ
  • 25 Kas 2021
  • 8 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 7 saat önce

TÜRKİYE’DE SAĞLIK MESLEK LİSELERİ; MAZİSİ VE GELECEĞİ…

Türkiye’de Sağlık Meslek Liselerinin kaderi 2008 yıllarından sonra başlayan sağlıkta devrim projeleriyle değişti. Sağlık alanında gerçekten de devrim sayılabilecek adımlar atıldı o günlerde. Sağlık alanındaki bu yapılanmanın iki anlamı vardı: Birincisi; hastanelerde artık kuyruklar olmayacaktı. İkincisi ise sağlık alanında çok sayıda sağlık personeli ve kalifiye eleman istihdamı demekti. Sağlık personeli yetiştirmek için ve hastanelerdeki açıkları kapatmak için ilk akla gelen ise şüphesiz Sağlık Meslek Liseleriydi. O dönemde Sağlık Meslek Lisesi mezunları liseyi bitirir bitirmez Hemşire, Laborant, Acil tıp teknikeri, Anestezi Teknikeri gibi birçok alanda aranan eleman konumuna geldiler ve devlet atamalarında en çok payı aldılar. Sayıları hızla çoğalan özel hastaneler neredeyse çalıştırabilecek düzeyde kalifiye eleman bulamadılar. Sağlık alanında yaşanan bu personel eksikliği hızlı ve kolay istihdam yüzünden sağlık meslek liselerinin önünü bir anda açtı. Bunda sonra Sağlık Meslek liselerinin sağlıksız bir şekilde büyümesi başladı.

Orantısız büyüme:

Türkiye genelinde 2013 yılında devlete bağlı 341 sağlık meslek lisesi bulunurken, dört yıl önce 1 olan özel sağlık meslek lisesi sayısı ise 166’ya ulaştı. Devlete bağlı sağlık meslek liselerinde 81 bin öğrenci eğitim görürken, özel sağlık meslek liselerini öğrenci sayısı ise yaklaşık 15 bin. Bu rakamlar 2013 yılına ait. 2018 yılına baktığımız zaman neredeyse bu rakamlar 4 katına çıkmış durumda ve devletin almış olduğu tedbirlere rağmen hala her köşede bir özel sağlık meslek lisesi bulunmakta. Sağlık meslek liselerinin en önemli tercih nedeni ise iş bulma umudu...

Bu orantısız büyüme sonucunda 2020 yıllarında sağlık alanında büyük bir işsizler ordusu beklenmekte. Bunun örnekleri 2015 den beri kendini göstermeye baladı.

100 bin fazla eleman olacak; Radyoloji, tıbbi laboratuvar, ortapedik protez ve ortez, tıbbi sekreterlik dışında ağırlıklı olarak hemşirelik, anestezi teknisyenliği ve acil tıp teknisyenliği eğitimlerinin verildiği bu okullara ilginin artması uzmanları tedirgin ediyor. Uzmanlar, “Lisans eğitimli hemşire, anestezi teknisyeni, acil tıp teknisyeni olması gerekir derken, sağlıksız büyüyen özel sağlık meslek liseleri ile hem niteliksiz hem de ihtiyaç fazlası sağlık personeli kapıda. Bu şekilde giderse Türkiye’de 10 yıl sonra 100 bin hemşire ve acil tıp teknisyeni fazlası olacak” uyarısında bulunuyor. Sağlık meslek lisesi yöneticisi taleple ilgili “Öğrencinin devlet okuluna puanı yetmiyorsa, veliler ‘Üniversitede özel bir okulda okutacağıma şimdi özel sağlık meslek lisesinde okuturum. Lise mezunu olarak da iş bulabilir’ diye düşünüyor. Ancak bu iş lise eğitimiyle olmaz” diye konuştu

Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Saadet Ülker: Sağlık meslek liselerindeki tehlikeye dikkat çeken Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Saadet Ülker söyle konuştu: “Türkiye’de resmi rakamlara göre hemşire sayısı 140 bin. 2023’te ulaşılmak istenilen hemşire sayısı 300 bin civarında. Sağlık meslek liselerine öğrenci alınmaya devam edildiğinde 2023’te 50 bin hemşire fazlalığı söz konusu olacak. Sağlık Bakanlığı’nın tahminine göre 2015 yılı hemşire ihtiyacı 160 bin. Bu yıl 15 bin, gelecek yıl 17 bin hemşire mezun olacak. Yani beklenen sayıya neredeyse bu yıl itibariyle ulaşılmıştır ve gelecek yıldan itibaren işsizlik sorununun başlayacağını söyleyebiliriz.”

Almanya’da sağlıkçı istihdamı yaraya merhem olur mu?

Ülkemizde sağlık alanında bu kadar fazlalık varken Avrupa ülkelerinde bu alanda büyük bir sıkıntı yaşanmakta. Almanya bu ülkelerin başını çekmekte ve bu alandaki eksikliklerini Avrupa Birliği Projeleriyle kapatmaya uğraşmakta. Alman Federal Hükümeti bu sorunu ilk olarak Suriyeli mültecileri belirli dil eğitimleri ve uzun bir sağlık eğitiminden geçirip istihdam ederek çözmeye çalıştı ama bu konuda büyük bir başarısızlık yaşandı. Suriyeli mülteciler savaşın vermiş olduğu psikolojik etkileri üzerlerinden atamadıkları için entegrasyon sürecinde büyük sıkıntılar çıktı. Son olarak Federal Hükümetin verdiği karar; sağlık alanında istihdam açığını tıp eğitiminin kaliteli olduğu ve entegrasyon sürecini hızlı atmaları bakımından Türkiye’den sağlamak ve işçi vizelerinde kolaylaştırmaya gitmek oldu. Buna yönelik olarak aşağıdaki program belirlendi.

ALMANYA’DA SAĞLIK ALANINDA ÇALIŞMAK;

Bu alandaki büyük istihdam açığını kapatmak için Almanya Federal Hükümeti çeşitli teşvikler vermektedir. Şu anki verilere göre 2030 yılına kadar yaklaşık 100.000 kişi sadece yaşlı bakım teknikeri olarak istihdam edilecektir.

· Eğer Türkiye’de hasta bakım veya yaşlı bakım alanında çalışıyorsanız, mesleki eğitiminizi yaptıysanız veya yapmak istiyorsanız Almanya’da çalışma hayatına başlamak için şimdi tam zamanı .

İstenen Koşullar:

· İlgili kurum ve kuruluşlardan mezun olmak (Sağlık Meslek Lisesi veya Sağlık Meslek Yüksekokulu)

· 35 yaşını geçmemiş olmak ,

· Sabırlı düzenli ve sorumluluk duygusuna sahip olmak

  • B1 düzeyinde Almanca Dil Sertifikasına sahip olmak.

MESLEK LİSESİ MEZUNLARI İÇİN SÜREÇ AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE İŞLEMEKTEDİR

· İlk önce adayın işe uygun olup olmadığı ile ilgili kursumuzda bir mülakat yapılır.

· Aday eğer uygunsa kursumuzda 8 ay sürecek olan Almanca A1, A2 ve B1 eğitimine başlar.

· Eğitim tamamlandıktan sonra Almanya’ya gidilir.

· Bütün vize işlemleri ve masrafları talep edildiği takdirde tarafımızdan düzenlenir.

· Vize işlemlerinden sonra Almanya’ya dönülür ve 3 yıllık stajerlik dönemi başlar.

· Bu süre içinde 850-1050 € arası maaş alır.

· 3. yılın başında uzmanlaşmak için aşağıdaki branşlardan birisi seçilir.

· Hasta Bakım Teknikeri

· Yaşlı Bakım Teknikeri

· Hastane Personeli

3 yıllık mesleki eğitimden sonra isterseniz uzman olarak çalışır yada 1.5 yıl daha eğitim alarak Usta Öğretici belgesini alabilir ve branşınız ile ilgili bölümlerde öğretmenlik yapabilirsiniz.

Almanya’nın istediği ve sunduğu imkanlar:

Almanya hükümeti ve Avrupa Birliği bu programlarla hastanelerdeki personel ihtiyacını karşılamaya çalışmakta ve bunun için birçok imkanlar sunmaktalar. İstedikleri öncelikle sağlam bir dil eğitimi; çünkü bu alanda istihdam edilen personel direk insanlarla iletişimde olmak zorunda ve bu yüzden Almanca’yı en az B2 düzeyinde bilmesi gerekiyor. Bu eğitim Türkiye’de Kafka Dil Akademisi’ n de sistematik bir şekilde verilmekte ve bütün süreci Avrupa Birliği Projesi olarak bu kurum yönetmektedir. 8 aylık bir dil eğitiminden sonra B1 dil sertifikasını alan kişiler Almanya’ya gönderilmekte ve dil eğitimin son bölümü olan B2 dil sertifikasını da 6 aylık bir sürede hem istihdam edileceği kurumda hem çalışarak hem de haftanın 2 günü kursa giderek temin etmektedir.2. Yılın sonunda stajer uzmanlaşacağı bölümü seçer yada isterse Türkiye’de eğitim aldığı alanda devam eder. 3. yılın sonunda diplomasını alarak ister staj yaptığı hastanede isterse Avrupa Birliğinde olan istediği bir ülkede çalışma hayatına devam edebilir. Toplam 5 yılın sonunda süresiz oturum alarak Avrupa Birliği vatandaşı olabilirler. Meslek yüksek okulu ve üniversite eğitimi alan sağlık personellerinin stajın 1.yılının sonunda denkliklerinin kabulü ve direk işe başlamaları büyük bir olasılıktır.

DEĞERLENDİRME VE KIYASLAMA:

Türkiye’de bir Sağlık Meslek Lisesi mezunu önce üniversite sınavlarını kazanıp 2 yada 4 yıllık bir eğitimden sonra KPSS sınavına girerek sadece seçim arefelerinde yapılan atamaları beklemek zorunda. Buda bir öğrencinin atanırsa en az 5 yılını atanamazsa zaten bütün bir ömrünü alıyor. Bana göre Sağlık Meslek Lisesi mezunları bu konuyu biraz araştırmalı,biraz da cesaret göstermeli ve bu fırsatı kaçırmamalıdır. 5 yıl boyunca sonu belli olmayan bir girdaba girmektense, istihdamı garanti olan ve kendilerine çok güzel bir fırsat sunan bu projeye katılmaları daha mantıklı olur. Genç kuşakların artık dünyaya açılması için ve bir dil,kültür öğrenmeleri için de çok önemli.




GESUNDHEITSFACHSCHULEN IN DER TÜRKEI – VERGANGENHEIT UND ZUKUNFT

Das Schicksal der Gesundheitsfachschulen in der Türkei änderte sich mit den sogenannten „Reformen im Gesundheitswesen“, die nach dem Jahr 2008 begannen. Damals wurden in der Tat revolutionäre Schritte im Gesundheitsbereich unternommen. Diese Neustrukturierung im Gesundheitswesen hatte zwei grundlegende Ziele:Erstens, es sollte keine Warteschlangen mehr in den Krankenhäusern geben,zweitens, es sollten zahlreiche medizinische Fachkräfte und qualifizierte Mitarbeiter eingestellt werden.Um diesen Bedarf zu decken, waren die Gesundheitsfachschulen (Sağlık Meslek Liseleri) die erste Adresse.

In dieser Zeit wurden Absolvent:innen dieser Schulen – etwa in den Bereichen Krankenpflege, Labortechnik, Notfallmedizin oder Anästhesietechnik – unmittelbar nach dem Schulabschluss stark nachgefragt und erhielten die meisten Stellen bei staatlichen Einstellungen. Die Zahl privater Krankenhäuser stieg rasant, doch es mangelte an ausreichend qualifiziertem Personal. Durch diese Personalengpässe wurde der Weg für die Gesundheitsfachschulen geebnet – allerdings begann nun auch ein unkontrolliertes Wachstum.


Unkontrolliertes Wachstum

Im Jahr 2013 gab es landesweit 341 staatliche Gesundheitsfachschulen. Die Zahl der privaten Schulen, die noch vier Jahre zuvor bei nur einer lag, stieg auf 166. Während rund 81.000 Schüler:innen staatliche Schulen besuchten, lag die Zahl der Schüler:innen in privaten Einrichtungen bei etwa 15.000. Diese Zahlen stammen aus dem Jahr 2013.

Bis 2018 hatten sich diese Zahlen nahezu vervierfacht. Trotz staatlicher Maßnahmen eröffneten weiterhin in fast jeder Ecke private Gesundheitsfachschulen. Der Hauptgrund für diese Entwicklung: die Hoffnung auf eine spätere Anstellung.

Aufgrund dieses unverhältnismäßigen Wachstums wird für das Jahr 2020 eine massive Arbeitslosigkeit im Gesundheitswesen prognostiziert. Erste Anzeichen dafür traten bereits seit 2015 auf.

Ein Überangebot von über 100.000 Kräften wird befürchtet – insbesondere in den Bereichen Krankenpflege, Anästhesie und Notfallmedizin. Expert:innen sind besorgt über das steigende Interesse an diesen Schulen, in denen auch Ausbildungen in Radiologie, medizinischer Labortechnik, orthopädischer Prothetik oder medizinischer Dokumentation angeboten werden.Fachleute warnen:

„Während es eigentlich akademisch ausgebildete Pflegekräfte, Anästhesietechniker oder Rettungssanitäter geben sollte, drängen durch das ungeordnete Wachstum der privaten Gesundheitsfachschulen nun unqualifizierte und überschüssige Fachkräfte auf den Arbeitsmarkt. Wenn dies so weitergeht, wird es in zehn Jahren in der Türkei ein Überangebot von über 100.000 Pflege- und Notfallkräften geben.“

Ein Schulleiter beschreibt die Situation so:

„Wenn Schüler:innen nicht genügend Punkte für staatliche Schulen erreichen, denken Eltern oft: 'Bevor ich mein Kind später auf eine teure Privatuniversität schicke, kann es doch jetzt eine private Gesundheitsfachschule besuchen und direkt nach dem Abschluss arbeiten.' Aber mit einem reinen Schulabschluss funktioniert das nicht.“


Warnung vom Türkischen Pflegeverband

Die Vorsitzende des Türkischen Pflegeverbands, Saadet Ülker, warnt vor der Entwicklung:

„Laut offiziellen Zahlen gibt es in der Türkei aktuell etwa 140.000 examinierte Pflegekräfte. Für das Jahr 2023 wird ein Bedarf von ca. 300.000 prognostiziert. Wenn jedoch weiterhin so viele Schüler:innen an Gesundheitsfachschulen aufgenommen werden, könnte es 2023 ein Überangebot von 50.000 Pflegekräften geben.Laut Schätzungen des Gesundheitsministeriums lag der Bedarf 2015 bei 160.000. Dieses Jahr werden 15.000, im nächsten Jahr 17.000 Pflegekräfte graduieren. Damit ist der Bedarf praktisch schon heute gedeckt – und ab dem kommenden Jahr wird die Arbeitslosigkeit in diesem Sektor einsetzen.“

Könnte die Beschäftigung in Deutschland ein Ausweg sein?

Während es in der Türkei einen Überschuss an medizinischem Personal gibt, kämpfen europäische Länder – insbesondere Deutschland – mit gravierendem Fachkräftemangel im Gesundheitswesen.

Die deutsche Bundesregierung versuchte zunächst, syrische Geflüchtete durch Sprach- und Gesundheitsausbildungen zu integrieren. Doch psychische Belastungen durch den Krieg erschwerten deren Integration erheblich.

In der Folge wurde beschlossen, gezielt medizinisches Personal aus Ländern mit hoher Ausbildungsqualität wie der Türkei zu rekrutieren. Zudem sollen Visaverfahren erleichtert werden. Hierzu wurde folgendes Programm entwickelt:


ARBEIT IM GESUNDHEITSWESEN IN DEUTSCHLAND

Um den großen Bedarf im Gesundheitswesen zu decken, hat die deutsche Bundesregierung diverse Förderprogramme ins Leben gerufen.

Prognose:Bis zum Jahr 2030 sollen allein im Bereich Altenpflege rund 100.000 Pflegekräfte eingestellt werden.

Wenn Sie...

  • in der Türkei im Bereich Krankenpflege oder Altenpflege arbeiten,

  • Ihre berufliche Ausbildung abgeschlossen haben oder absolvieren möchten,… dann ist jetzt der ideale Zeitpunkt für einen Einstieg in den deutschen Arbeitsmarkt!

Voraussetzungen:

  • Abschluss einer staatlich anerkannten Schule (Gesundheitsfachschule oder Fachhochschule)

  • Alter: nicht älter als 35 Jahre

  • Geduld, Struktur und Verantwortungsbewusstsein

  • Deutschzertifikat auf B1-Niveau

Ablauf für Absolvent:innen von Gesundheitsfachschulen

  1. Bewerbungsgespräch in unserem Institut zur Feststellung der Eignung

  2. Bei Eignung: 8-monatiger Deutschkurs (A1–B1) in der Türkei

  3. Nach erfolgreicher Prüfung: Visumverfahren (wird auf Wunsch von uns organisiert)

  4. Umzug nach Deutschland

  5. 3-jährige praktische Ausbildung in einer Pflegeeinrichtung

    • Vergütung: ca. 850–1.050 EUR/Monat

  6. Zu Beginn des 3. Jahres: Spezialisierung in einem Bereich

    • Krankenpflege

    • Altenpflege

    • Allgemeines Klinikpersonal

  7. Nach dem 3. Jahr: Abschluss & Zertifizierung

    • Möglichkeit zur Fortbildung zum/r Ausbilder:in (Usta Öğretici) in weiteren 1,5 Jahren

Angebote und Möglichkeiten in Deutschland

  • Solide Sprachkenntnisse sind Voraussetzung (mind. B2 am Arbeitsplatz)

  • Sprachunterricht & Betreuung werden durch Partner wie die Kafka Sprachakademie in der Türkei angeboten

  • Die restliche Sprachförderung (B2) erfolgt in Deutschland durch berufsbegleitenden Unterricht

  • Möglichkeit der Weiterbeschäftigung in Deutschland oder EU-weiten Krankenhäusern

  • Nach 5 Jahren: Möglichkeit auf dauerhaften Aufenthalt und EU-Staatsbürgerschaft


Bewertung & Vergleich

Ein Absolvent oder eine Absolventin einer türkischen Gesundheitsfachschule muss normalerweise:

  • eine Aufnahmeprüfung bestehen,

  • ein 2- oder 4-jähriges Studium absolvieren,

  • anschließend das KPSS-Examen bestehen,

  • und dann auf staatliche Einstellungen warten, die oft nur vor Wahlen stattfinden.

Das dauert mindestens 5 Jahre – oft vergeblich.

Diese Chance sollte nicht verpasst werden. Es ist eine wertvolle Möglichkeit für junge Menschen, sich international zu etablieren, eine Sprache und neue Kulturen zu erlernen. Statt in ein unsicheres Warten zu verfallen, ist es vernünftiger, ein strukturiertes, chancenreiches Zukunftsprogramm zu wählen.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Kafka Akademi'de A1 Almanca Eğitimi

ÜÇ DİL En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde...

 
 
 

Comments


bottom of page